The Author says / Yazar der ki;

Ne yaptığım ve niye yaptığımla ilgili söyleşi;

Önce Türkçesi, bu renk ve fontta

A short essay on what I do and for what purpose;

The English text is at the bottom, in this font and colour (coming soon)

Öncelikle bu sayfaya göz atacak kadar yaptıklarımla ilgilendiğiniz için çok çok teşekkür ederim. Hemen sarsıcı bir itirafta bulunayım: 


  • Aslında ben de sizler gibi bu resimlere bakarak eğleniyorum. Internette bulduğum buna benzer çalışmalarla da.

Bende bu arabalar ve dioramaların gerçekleri varken niye mi resimlerine bakıyorum?

Beni anlamak istiyorsanız şimdi lütfen şu iki resme bakın;




Bir de şu üçüne;





Her iki grupta da son fotolar gerçekleri gösteriyor ve gördüğünüz gibi hiç çekici değiller :)

Hatta son resimde birbiriyle ilgisiz modeller aynı kareye girerek ahengi iyice bozmuş.

Halbuki diğerlerinde de halı, örtü gibi ev tekstilleri dışında bir şey bulunmamasına rağmen nisbeten daha iyi bir fotoğrafçılıkla, en azından doğru açıdan yaklaşılarak, sahne manipüle edilip sanki ralli etabı ya da yol dışı kırsal bir yer hissi verilmiş. Başarılı model arabalarla beraber şunu dedirtiyor;

- Ne kadar da gerçek gibi !...

İşte yazar için eğlence burada başlıyor. Bunu ne kadar kalabalık bir grup olarak hep beraber diyorsak zevk o kadar büyüyor.

Bir de "demek"le "bağırmak" arasındaki farka bakalım;

Burada KITT'in Istanbul'da olması dışında gerçekliği bozan bir şey var mı?

Kabul, arabaların canlısıyla fotoğrafı arasında da elbette fark var. Bu da alışılmış manada koleksiyonculuğun temelini oluşturuyor. Yani model arabaya sahip olup, onu itinayla korumak, gerektiğinde paylaşmak için fotoğrafını çekmek... 


  • Bizim yaptığımız ise arabayla yaşamak, bir yaşam anını canlandırmak, hatta daha açıkçası onunla oynamaktır. Tabii ki bir yetişkin üslubuyla oynamak.
İşte bu nedenle bu blog ve aynı isimli facebook sayfası tam da size göre; ister 500 parça koleksiyonunuz olsun isterse 1 tane bile olmasın, hatta bundan sonra da almayı düşünmüyor olun. Yine de eğleniyorsunuz ve eğlenmeye devam edeceksiniz.

Yazarla Alışılmış Koleksiyoner Arasındaki Farklar;

Bunu en edebi şekilde açıklayan Yalın Abi olmuştur, Yalın Tanyol. Kendisi sıkı bir koleksiyoner olup fotoğraflarını yayınladığı bir blogu vardır. Yaşı da benden biraz büyük olduğundan benim ne yaptığımın en fazla farkında olanlardandır. "Okuyucu der ki" sayfasının en başında onun yorumunu bulabilirsiniz.

Ben kendimi daha az överek, daha sade ve özet olarak şöyle açıklayayım; 

- alışılmış koleksiyoner arabaları toplar, biriktirir, vitrine dizer, ara sıra fotoğrafını çeker. Fotoğrafların ana teması "bende bu var" veya "bende bunlar var" şeklindedir. Tüm koleksiyonun toplu çekimi veya tema diye adlandırılan belli ortak özellikleri olan modelleri bir arada kompoze ederek görüntüleme yaparlar. Esas zevk arabaya (veya arabanın serisine) sahip olmaktır. 
 İki örnek;





- yazarın yaptığı ise hayatın içinden çıkmış gelmiş bir veya birkaç araba modelini tekrar hayata sokmak, bunun için gerekli büyük boy arkaplan resimleri edinmek, maket evler, ağaçlar, çalılar toplamak, strafor, karton, kağıt ve türlü boyalarla çalışıp sizi yaşanmış veya yaşanılabilir bir anın tam ortasına koymaktır. Fotoğraflardaki ana tema " bununla buraya gitmek ne keyifti" ya da buna benzer duyguları tetiklemektir. Mesela;






Bir CMC'yi hatta 1/18 Kyosho veya Autoart'ı yakından incelediğinizde koleksiyonculuğun fevkalade saygı gösterilmesi gereken bir iş olduğunu fark edersiniz. Kesinlikle küçümsenecek bir uğraş değildir. Ama o zevk koleksiyoncuya aittir. Benim yaptığım işte zevkli olan fotoğraftır ve ondan alınacak zevk de yaşanmışlığı olan herkese aittir ve fotoğraf paylaşıldıkça çoğalır.


Eğer seyretmekten öteye geçmek isterseniz;

Öncelikle "Easy Games" ve "The story of a Good Diorama" konularına göz atmanızı öneririm.

Ve sonra şunu bilmenizi isterim ki ilk modelim, değeri bugün hala 35 TL civarında olan bir Motormax 1/18 Chevy Impala'ydı. İlk çekimlerimi de Casio Exilimle yapmıştım, ince kompakt bir makina ile ve bir tripodum bile olmadan, hatta fotoğraf konusunda çok zayıfken. 2005 Ford Focus ve Subaru Impreza ise 70'er liralık Mondomotors ürünleriydi ve süpermarketten almıştım. İlk arka planlarımı üniversite öğrencilerine servis veren bir fotokopicinin dijital baskı makinesinde yaptırdım, en büyüğü 50-60 TL'ye mal oldu.
  • Önemli olan manevi değerleriydi.
İlk denemelerimin bazılarını buraya koysam yarım saat gülebilirsiniz. Ama spiral bir şekilde biraz koleksiyon, biraz yardımcı malzemeler, biraz fotoğrafçılık gelişerek tırmandı, tırmandıkça hepsi birbirini tamamladı.
  • Bütçeniz, vaktiniz ve yeriniz elverdiği ölçüde ilerleyebilirsiniz, kendinizi zorlamanıza gerek yok ama bu nedenle yapılmış çalışmalardan geri kalmanıza da gerek yok.
Bu son söylediğimi unutmayın, mesela ben tamirhane hiç yapmam, çünkü çok sayıda yapılmış var. Onlara bakmak bana yeterli geliyor. Onların üzerine çıkabileceğimi düşünmediğim için kendimi bu alanda hiç zorlamadım.
  • Yapılmışlara mutlaka yorumlarımla katıldım, olumsuz bile olsa yapılan yorum, harcanan çabaya verilen en büyük ödüldür ve yenileri için enerji verir.
Şunu da unutmayın; bir dioramanın yapılışı, fotoğrafların çekilmesi, internete yüklenmesi ve size sunulması büyük bir süreçtir ve mutlaka ödüllendirilmelidir. Gerekli know-how'ı edinme sürecine girmiyorum bile. Dediğim gibi olumlu veya olumsuz her reaksiyon beklenen ödülün ta kendisidir.

Kısaca; model arabada herkese hitap eden bir yön var;
- biriktirirsin
- kurgularsın
- alıp satarsın
- görüntülersin
- veya sadece yapılmışları inceler, geri bildirim verirsin, tartışmalara katılırsın

"Benim oyuncakla ne işim olur?" diyerek arkanı da dönebilirsin ama büyük eğlenceyi kaçırırsın o zaman. Bu dünyadaki yerini başkasına bırakmamanı öneririm.

Neden "Livediecast" ?

"Live", çünkü hayatın içinden gelen bir modeli hayata geri gönderiyoruz. "Time to Move" konusuna bir kaç dakika ayırırsanız bunun boyutlarının nereye vardığını görebilirsiniz. "Diecast"la ilgili tabuları nasıl yıktığımızı da;

Yıkık tabu 1; Diecast model durağan bir şeydir, durması ve sergilenmesi için yapılmıştır.

  • Arka arkaya çekilmiş fotoğrafları hızlı sunum modunda oynatarak diecastların hareket ettiği bir film yaptım. Sonra iki tane daha :) 


Yıkık tabu 2; Koleksiyon yapılırken belli ölçek ve temalar seçilir.

  • Neyi seviyor ve bir kurgu içinde hayal edebiliyorsam edindim. Her ölçekten yeni, klasik, ralli vs modellerim var ve bunları hepimiz için görsel zenginliğe dönüştürüyorum. 

LiveDiecast ismi işte böyle oluştu.

Niye blog ve face sayfası?

Forumlar yetmedi mi diyeceksiniz. Haklısınız, forumlarda çok iyi ortamlar var. Çok sevdiğim kişilerle tanıştım ve en büyük takipçim oldular. Yalnız kişisel sayfamda büyümek ve alabilirsem reklamlar alarak ilk defa tamamen sevdiğim için yaptığım bir işin çok küçük de olsa ciro yaptığını görmek güzel duygu olacak. Hem forum, hem blog hem de face, hepsi birlikte yürümeli.

Katıldığınız için çok teşekkürler,

Saygılarımla,




2 comments:

Anonymous said...

Özgür Şahin, Büyükçekmece

Yaptığın işte yoğun bir emek olduğu aşikar , eline sağlık . Az olanı yapabilmek güzeldir. Yazdığına katılıyorum.Herkes bir hobinin bir tarafından tutmuş gidiyor. Saydığın maddelerden alıp satma ve fotoğraflama bana uyuyor. Böylece model satın almak yerine kiralamış oluyorum. Modelleri fotoğraflamaktan keyif alıyorum. Sahip olma egomu da tatmin edip zamanı gelince yeni sahiplerine devrediyorum son 2,5 senedir. Bende kaldığı süreler, fotoğraf arşivim ve bunları görmediğim insanlarla paylaşma keyfi de bana kar kalıyor ;) Kolay gelsin. Yeni çalışmalarını merakla bekliyorum ...

Unknown said...

Çok teşekkür ederim, ben de sizi photobucket'ta izliyorum. Sizin de çalışmalarınız heyecan verici.

Bu arada devri yaklaşan arabalarınız hakkında da bilgi verirseniz seviniriz :))